Kadınlar gününü erkekler bilmiyorsa, onlara bunu göstermek gerek. Kadının bir ana, bir bacı, bir doktor, bir öğretmen yani kısacası kadının bir insan olduğunu kabullenemeyen küçük beyinlere, kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin diyen sefil varlıklara, kadına el kaldırmayı marifet bilen acizlere dur diyelim. Kadın toplumda belli bir yeri olan ve insanca yaşamayı hak eden bir varlıktır. Bunun için mücadele etmek en doğal hakkımızdır.
Gönül isterdi ki;
_gönül isterdi ki tarlada çalışan kadın bir günlüğüne dahi olsa çalışmasın,
_gönül isterdi ki sinemaya gitti diye bir kadın kardeşi tarafından öldürülmesin,
_gönül isterdi ki kocası ölünce sorgusuz sualsiz, kocasının kardeşiyle evlendirilmesin,
_gönül isterdi ki ensest kurbanı olmasın,
_gönül isterdi ki en yakınları tarafından eşya gibi pazarlanmasın,
_gönül isterdi ki aile içi eğitime öncelikli kız çocuklarından başlansın,
_gönül isterdi ki 8 Mart çiçekleri sadece doktor kadın, mühendis kadın, öğretmen kadına gitmesin,
_gönül isterdi ki bankacı, öğretmen, avukat kadınlar şiddete uğradığında sessiz kalmasın,
_gönül isterdi ki 70 kiloluk kadın, 40 kiloluk çırpı kadar kocasından dayak yemeyi kendine hak görmesin,
_gönül isterdi ki kendimiz çalıp, kendimiz söyleyip, kendimiz dinlemek zorunda kalmayalım,
Türkiye de kadın olmak ne kadar endişelendiriyor şöyle bakınca duruma.
Türkiye de kadın olursanız yıllardan beri süregelen birçok sıkıntıyı defalarca yaşarsınız. İster Avrupa ister Amerika, isterseniz de Avrasya birliğine giriniz.
Özellikle Kurtuluş savaşında ki Annelerin, ablaların sırtındaki o kilolarca mermi taşıdıkları silinmez bir gerçek tarihimizde. Kadın olmak savaşlarda bile eşinin, kardeşinin, babasının yanında olmak, bütün cefayı çekmek, onlarla ve zaferin en büyük parçası olmak benim ülkemde.
Lakin Türkiye’de kadın olmak… Değeri bilinmeyen bir elmas parçası olmaktır, çoğu zamanda… Her çileyi çektirmek, sonrasında ise defalarca aşağılanıp sokaklara atılmak, yakılmak sokak ortasında…
Türkiye’de kadın olmak özgürlük için mücadele etmeyi gerektirir. Özgürlük için mutlaka savaşmalıdırlar. Kimse savaşmadan bir şey vermez onlara. Mutlaka çile çekmeleri gerekir.
Türkiye’de kadın olmak denilince, ülkenin en önemli konusu olmuşken son zamanlarda özellikle, söylenebilecek çok şey çıkar aslında insanın karşısına. Anlatamazsın birçoğuna ne sen ne de birçok mücadele veren insanların derdini. İllaki dedikleri olacaktır. Gözlerinde değeri o kadardır kadınların. Meydanlarda haykırırlar defalarca “kadınların önemini” vurgular dururlar.
Ama işin başına gelince de en büyük zulmü kadınlara yaparlar atarlar başlarından “sus be kadın git eve çamaşırları yıka” diye. Ellerinden gelse bir kaşık su da boğarlar hepsini.
Kadın okumaya kalkar bin bir bahane bulurlar defalarca,
-Bacım sen anlat bakayım derdini
-Sizin aşağıladığınız kısıtladığınız kadınlardan sadece biriyim… diye söze başlarken kadın;
-Yok, yok şimdi olmadı bak. Siz bu kafayla ooo…
Mesela bahanelerden en önemlisi özellikle de son zamanlarda bazılarının tek derdi kadının kılık kıyafetidir… Kadından o kadar korkarlar ki o kadar vahşi bir insan olarak bilinç altına yerleşmiştir ki kadınlar bazılarının… Açık ya da kapalı olması fark etmez bulurlar kendilerine bir yöntem…
En ufak şeyleri dahi bahane ederken en büyük silahlarıyla da bu yöne siper alırlar.
…Siz KADINSINIZ!
Ülkenin en büyük yarası erkek için kadınların yüzde 80’inin kendine hitap ediyor olması…
Bir mal olarak bakılmıştır yıllarca afedersiniz… Hiçbir zaman kız istemeye gittiklerinde fikirleriniz nelerdir, bu ülke hakkında neler düşünüyorsunuz diye sormamışlardır, ya da gelecekte ne hedefleriniz var diye müstakbel geline.
Güzel olması, yemek yapabiliyor olması en önemli kriterdir beğenmekte.
-Bana ne canım nasılsa biz başarılı erkeklerin arkasında başarılı kadınlar vardır diyoruz ya yeter işte…
Eee hal böyle olunca şimdi şaşmamak gerekli duruma.
Erkeklerin asıl derdi koltuklarındaki dantel işlemenin artık olmayacak olması, ev yapımı pasta, börek ve baklavadan mahrum kalmaktır.
Alıntı
Yorum Yazın