Devletin Kurumları arasında halkımız tarafından devamlı tenkitlere uğrayan iki kurum her zaman ön plana çıkmıştır. Bunlardan biri Sağlık, diğeri ise Eğitim. En büyük sorun bütçeydi o da AK Parti Hükümeti döneminde çözüldü. Her iki kuruma ayrılan paylar arttırılarak rahat nefes almaları sağlandı. İl Genel Meclislerinin kararları ve İl Özel İdarelerinin uygulamalarıyla eğitim ve sağlık alanında yatırımlar artarak, fiziksel sorunlar çözüldü. Şehir Hastaneleriyle Avrupa’da bir çok ülkeyi geride bırakma mutluluğunu yaşadık. Artık halkımız eski günleri hatırlamak bile istemiyor. Modern cihazlar ve yatırımlarla sağlık alanında çağ atladık. Hastane köşelerinde rehin kalan, ilaç ve ücret ödeme kuyruklarında perişan olan, sabahın erken saatlerinde muayene olmak için uzun kuyruklar oluşturan, ölümcül hastalara bile bir sene sonraya MR filmi randevusü veren bir sistemden, tıkır tıkır işleyen bir sisteme dönüldü. Vatandaşlar memnun, ama yine de sistemden kaynaklanan bazı sıkıntılar yaşandığını görüyoruz onlarda kısa sürede çözülecek gibi görünüyor.
Milli Savunma Sanayimiz son yıllardaki müthilş atılımlarıyla milli ve yerli olmaya başladı. Ürettikleri modern silahlar ve cihazlarla dünyanın gelişmiş ülkelerini şaşıttılar. Artık dışarıya bağımlılık bitti. “Kötü komşu insanı ev sahibi yapar” derler ya işte öyle oldu. Tüm araç,gereç ve silahları Afrin operasyonunda gördük ve gurur duyduk. Bizlere savunma sanayinde hertürlü oyunu oynayan ülkeler şimdi şaşkınlık içinde hayretle bizi izliyorlar. Bu gidişle izlemeye de devam edecekler.
Gelelim gerçek yaramıza, başında Milli kelimesi bulunupta bir türlü Milli politikası olmayan tek devlet kurumu olan Milli Eğitim Bakanlığı. Fiziksel olarak yapılan tüm yatırımlara modern eğitim kurumlarına rağmen işleyişte devamlı sınıfta kalan bir program. Her gelen bakan kendi kafasına göre bazı şeyler yapıyor, zaten sıkıntılı olan yapıyı daha da bozuyor. Bakanın kılık kıyafet işiyle uğraşması çok enterasan değil mi. Eğitimin bir Milli politikası olur, çağın ve teknolojinin gelişimiyle birlikte üzerine uygun formatlar atarsın, temel yerinde kalır. Ama gelin görün ki bunların hiçbiri olmuyor. Herkes şikayetçi. Bu yıl TEOG sınavını kaldırıp yerine yeni bir sistem getirildi. Yerleşimlerdeki sıkıntılardan dolayı ailelerin şikayetleri karşısında Cumhurbaşkanının el atmasıyla düzeltme adı altında yeni bir sistem getirildi. Bence bu sistem de bir çok sıkıntıyı beraberinde getirecek. Ailelerin şikayetleri daha da artacak. TEOG sistemi, yerleşmelerdeki sıkıntılar çözülseydi harika bir programdı. Yeni sistemde her bölgede her okul türünden en az 9 okul yer alacak. Öğrenciler zorunlu 5 tercih yapacak. Orta okul 8. sınıflarda öğrenim gören 1 milyon 192 bin öğrenciden, 1 milyon 80 bini sınavsız, 110 bin öğrenci de sınavla yerleştirilecekmiş. İşte bütün sıkıntı burada başlayacak. Öğrenciler, veliler ve yöneticiler arasında gerçekten büyük sorunlar yaşanacak, ve sorunlara bu sistem yetersiz kalacak. Yıllardır TEOG sınavını baz alarak çalışan öğrenciler yeni sınav karşısında hedeflerine ulaşamayınca o zaman hayaller son bulacak, öğrenciler psikolojik problemlerle başbaşa kalacak. Bu durum haliyle ailelere de yansıyacak. Bu karşılaşılabilecek problemlerle ilgili sınavlar başlamadan önce Milli Eğitim yetkilileri tarafından destek amaçlı, ailelere ve öğrencilere ayrıntılı bir şekilde yeni sınav sistemi bir kez daha anlatılmalı ve onlar rahatlatılmalıdır. İş işten geçtikten sonra rehabilitasyon işe yaramaz. İnşallah yakın zamanda Milli Eğitimde Milli ve Yerli olur.
Hayırlısı...
Yorum Yazın