İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 1987 yılında kurulan, İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret AŞ (İDO); 19 hatta, 25 Deniz Otobüsü, 10 Hızlı Feribot, 17 Arabalı Vapur ile 36 iskelede mükemmel hizmet veriyordu. Deniz işletmelerinin hantallığını ve tembelliğini, ortadan kaldıran modern hizmet anlayışıyla vatandaşların takdirini kazanmıştı. Kaliteli hizmetin yanında bilet ve büfe fiyatlarındaki ( 50 krş.’a simit - 50 krş.’a çay) istikrar sürüyor ve müşteri memnuniyeti devam ediyordu. Üstelik eski ve yıpranmış gemilerin yerine, yenileri sefere konularak Büyükşehir’in hizmetleri arasında en güzel vitrini oluşturuyordu. İstanbul Deniz taşımacılığının yüzde 40’ı İDO tarafından yapılıyordu. 2010 yılında 7 Milyon araç ve 100 Milyon yolcu taşıdı ve 2010 yılında 371 milyon TL gelir elde etmişti. Tabii ki tüm bu güzellikler devam edemedi. O muhteşem vitrin aniden bozuldu ve yeri bir daha doldurulamayacak şekilde birilerine bırakıldı. İDO’nun yüzde yüz oranındaki hisseleri özelleştirilerek, 861 Milyon dolara Tepe-Akfen-Souter-Sera ortak girişim grubuna satıldı. Akfen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Erciyas ihale sonrası yaptığı açıklamada kafalarındaki fiyatın oluştuğunu, finansman bakımından sıkıntılarının bulunmadığını, İDO’nun karlı bir yatırım olduğunu düşündüklerini ve ileride yeni hatlar açabileceklerini belirtmişti.
Satışta TOBB Türkiye Denizcilik Meclisi Başkanı Erol Yücel’in açıklaması oldukça dikkat çekiciydi. Ne söylemişti Yücel “Ucuza gitti denecek bir ihale değil. Maliyeti fiyatlara yansıtamazlar. Böyle bir şeyin olmasını beklemiyorum. İhale sırasında söylenen en güzel cümle ve tespitti Erol beyin cümleleri. Deneyimli iş adamı olan Yücel’in beklemediği ortaya çıktı. Satıştan kısa bir süre sonra tüm hatlardaki taşıma ücretlerine önce küçük bir zam yaptılar. Hizmet alanlar özel sektördür, böyle bir ayarlama olur diyerek tepki koymadılar. Sonra ne yaptılar iskelelere yeni büfeler koyup fiyatlara fahiş zamlar yaptılar. Fakirin, öğrencinin simidine, çayına göz diktiler ve onlara da yüzde 200 zam yapmaktan çekinmediler. Sonra bunla da kalmayıp, arabalı vapur gişelerinde vatandaşların büyük tepkilerine neden olup, ciddi tartışmaların yaşandığı, tüm geçişlerde, 6.50 krş olan araç taşıma ücretlerini yüzde 30.77 arttırarak 8.50 krş yaptılar. 07-10.00 saatleri arasında geçiş ücretlerine de farklı fiyat uyguluyorlar. Adamların umurunda değil, çünkü onlar verdikleri parayı kat ve kat çıkarmaya çalışıyorlar. Pendik İDO iskelesinde araç şoförlerine ücret tahakkuk ettirdiler, saate göre bilet fiyatları belirlediler ve Topçular da 20. TL fark alarak öncelikli geçiş diye bir uygulamayla vatandaşları soymaya devam ediyorlar. İDO’yla seyahat edecekseniz her türlü süprize hazır olmalısınız. Kamu hizmeti veren bir şirketin özelleştirilmesinde önemli bir nokta vardır. Kamu çıkarı ve hizmetin en faydalı noktada yapılmasıdır. Resmen vatandaşı soyan bu düzene dur diyebilecek bir yetkiliyi bekliyor vatandaşlar. Bu özelleştirmenin iptal edilmesini ve hizmetin tekrar İBB tarafından yapılmasını vatandaşlar bir an önce özlemle bekliyor. Eğer bu soyguna dur denilemiyorsa, bundan sonra yapılacak özelleştirmelerde halkın tepkisinin çok büyük olacağı da belirtiliyor. Erol Yücel’in “Maliyetleri fiyatlara yansıtamazlar. Böyle bir şeyi beklemiyorum” açıklaması acaba bir işaretmiydi? Ayrıca beyefendiler satış sonrası “bu işin karlı olduğunu, ileride yeni güzergahlar açmayı düşündüklerini” söylemeleri de oldukça ilginç? Halbuki bu yeni güzergahların açılması ciddi izinlere bağlı. Ama buna rağmen bu cümleleri söyleme cüretinde bulunabiliyorlarsa, yakında bu işlerde sonuçlanacak demektir. Ucuza satıldı, daha fazla edermiydi, kiralansaymıydı... gibi konularla ilgili fazla söyleyecek bir şeyimiz yok. Oturmuşlar değer biçmişler ve satılmış. Ama İBB’nin vitrini ve gözbebeği olan, müşteri memnuniyetinin en üst seviyesine yükseldiği İDO’da yapılanları görmemek gerçekten vicdansızlık olur. Otobüs taşıma ücretlerine 10 krş zam yapıldığında Kadir Topbaş’ı acımazsızca eleştirenlerin, İDO’nun yaptığı bu fahiş zamlar karşısında sessiz kalmalarını anlamak mümkün değil. Hizmet kalitesi düşen İDO’da, taşıma ücretlerine ve acımasızca keyfi uygulanan zamların, yetkililerce takip edilip gerekenin bir an önce yapılmasını bekliyoruz. Yoksa bu adamların gözlerinin doyacağı yok. Ayrıca şartlar müsait olduğu taktirde bu özelleştirmenin iptal edilmesini veya en azından iskelelerin kullanma hakkının başka firmalara da tanınmasının rekabeti arttıracağını ve İDO’nun tekelinin de kırılacağını belirten uzmanlar böylelikle vatandaşında mağdur edilmesinin önleneceğini ifade ediyorlar.
Yorum Yazın